DEĞİŞME ZAMANI GELEN SONRAKİ ENDÜSTRİ

Kariyerimin büyük kısmını, havayolları ve alkolsüz içeceklerden tutun da trenlere, otellere, cep telefonlarına ve medyaya kadar geniş bir yelpazede yer alan ana-akım endüstrilerde bozuculuk yapmaya adamışımdır. Gözüme çarpan bir başka endüstri de artık değişim zamanı geldi.

Bu endüstri, bugün 100 milyar dolar değerinde bir pazarı temsil ediyor ve 2050 yılına kadar hacmi yaklaşık 4 kat artacakmış gibi görünüyor. Aslında 100 yıl önce icat edildiğinden (daha doğrusu tesadüfen keşfedildiğinden) bu yana hiçbir köklü değişikliğe uğramamış bir teknolojiyi baz alıyor. Burada pazara giden kanallar, bir avuç şirketin hegemonyasında ve genel olarak AR-GE’ye harcadıklarının kat be kat fazlasını reklam vermeye harcıyorlar. Bu endüstri, insan sağlığı ve üretkenliği açısından fevkalade kritik şeyler üretiyor (bilhassa gelişmekte olan dünyada) ve bu yüzden ileride bugün ABD, Almanya ve Japonya’nın toplamı kadar elektrik tüketiyor olacak. Aynı tas aynı hamam şeklinde çalışmaya devam etmeleri halinde yüzyılın sonunda, global ısınmanın 0,5 derece artmasından sorumlu olacak. Eğer hala tahmin edemediyseniz ben söyleyeyim: Klimalardan bahsediyorum.

BÜYÜK KAYIP

Gezegenimiz ısındıkça insanlarımızı serin tutmaya daha fazla ihtiyacımız oluyor. 2030’a gelindiğinde aşırı sıcaklar yüzünden iş gücü üretkenliğinde 2 trilyon dolar civarında bir kayıp yaşanacak. Sadece Hindistan’da 450 milyar dolarlık kayıp olacak gibi görünüyor. İyi haber ise RAC’lerin (evlerdeki klimaların) teknoloji potansiyellerinde zar zor olsa da ilk adımların atılmaya başlanıyor olması. Yüzyıllık maratona rağmen bugün en ileri seviyede ürünler, teorik verimliliklerinin sadece yüzde 14’ünü tutturabilmiş durumda. Şimdi önemli bir teknolojik değişimi tetikleyebilirsek, bu iklim değişikliğini önlemek için önemli teknoloji tabanlı adım olabilir.

Kötü haber ise kendi hallerine bırakılmış yerleşik imalatçıların bizim için gerekeni yapmayacak olması. Şu anda satabilecekleri kadar çok miktarda ve ucuz fiyata klima satmanın derdindeler. Düzenleyici otoritelerin zorlamasıyla artık verimlilik hakkında hiç olmasa bir parça düşünüyorlar. Pazarın az sayıda oyuncunun kontrolünde olması, girişimcilerle inovasyoncuların müşterilere (veya kendilerini destekleyecek yatırımcılara) erişmesinin çok zor olacağı anlamına geliyor.

Diğer bir iyi haber de bunların hiçbirinin üstünden gelinemeyecek meseleler olmamasıdır. Bugün hiç usanmadan hükümetleri enerji verimliliği standartlarını yükseltmeye ve soğutucuların üretimini durdurmaya ikna etmemiz gerekiyor (ki Kigali Soğutucu Verimlilik Programı, bu konuda gıpta edilecek kadar mükemmel çalışıyor). Koreli ve Japon düzenleyiciler, son birkaç yılın içinde klima verimliliğinin ikiye katlanmasını şart koştu ve imalatçılar halen fiyatları düşürmenin bir yolunu bulmakla meşgul. Artık teknoloji çıtasını yükseltmemiz şart. Ticari LED aydınlatmada maksimum teorik verimliliğin yüzde 70’ine ulaşılmış durumda. Güneş panellerinde bu oran yüzde 40. Klima uzmanı değilim ama yüzde 14 bana gerekten içler acısı geliyor.

Bu yüzden Global Soğutma Ödülü programını destekliyor olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Rocky Mountain Enstitüsü ve ortakları tarafından düzenlenen bu inovasyon ödülü yarışması, çığır açacak potansiyele sahip soğutma çözümlerine ışık tutmayı hedefliyor. Hindistan hükümetinin desteğiyle başlatılan bu programda, toplam parasal ödül olarak 3 milyon dolar dağıtılıyor. Girişimcilerin ve inovasyoncuların kendilerini gösterebilmesi ve ihtiyaç duydukları desteği alabilmesi için bu gibi ödüllü yarışmalar çok önemli. Ayrıca nihayetinde endüstrinin de eyleme geçmeye başlamasını sağlayabilirler.

Richard Branson

Capital

Şubat 2019